liste
liste1

Çanakkale Zaferi İle İlgili Kompozisyon - Yazı Örneği

Ekleyen: ilketkinlik | Okundu : 15257
Kategori : Kompozisyon Örnekleri

EY BU TOPRAKLAR İÇİN TOPRAĞA DÜŞMÜŞ DEDECİĞİM

Gökten ecdat inerek öpse o pak alnı değer.
Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın?
Gömelim gel seni tarihe desem sığmazsın.
Sen ve bütün askerler siz hayattan bir parçasınız. Kafanız gözünüz çeneniz tertemiz alnınız; vurulmuş uzanmış yatıyorsunuz bir hilâl uğruna ya Rab güneş gibi batıp yatıyorsunuz.


Dedeciğim her şeyi hesaplayıp böldüler yurdumuzu bizi yok etmek için ordularla geldiler. Bizi Türk'ü gafletlere daldılar. Teknikleriyle işlerini kolay sandılar. Türk'ü görünce kanları dondu düşmanların kuruyup gittiler.
O gün işte o gün ışıldayan güneşin yerini kapkara bulutlar aldı.


Şart koydunuz kendinize hem de içten bir şart ‘‘Ya ölüm… Ya istiklâl'' işte buydu o içten şart.
Taarruz için değil ölmek için yürüdünüz. Vatanı korudunuz mübarek kanlar verdiniz.
Geçmişte de şu anda da gelecekte de düşmana verecek bir karış toprağımız yok; Anadolu Türk'ündür sevgili dedeciğim.
Düşman çelikten araçlarla deri ayakkabı ve paltolarla yurdumuzu bölmeye gelirken sen ve asker arkadaşların önü olmayan ince terlik bile denemeyecek ayaklıklarla sayısı çok az olan silahlarla düşmanın karşısına çıktınız.


Son sözün "Vatan Sağ olsun!''du. Bu sözü söyledikten sonra büyük bir gururla ölüme yürüdün.
Dedeciğim; Mustafa Kemal Atatürk'ün senin ve diğer askerlerin sayesinde Çanakkale düşmana geçit vermedi topraklarının üstüne başka bayrak dikmedi.


Dedeciğim şimdi de düşmandan hiç korkumuz yok. Düşmanlar kolaysa gelsin Türk'ün toprağına. Türk toprağının arkasında Atatürk'ün izinde yenilmez Mehmetçik var. Tarihe sığmayacak ulu zaferimiz var.
Çanakkale'nin ulu toprakları altında iyi uyu dedeciğim. Sevgilerimle…

 

GURUR KOKAN TOPRAKLAR

Siz hiç Çanakkale' ye gittiniz mi? Denizin o kan kokan kırmızısına dalıp o maviliğe kırmızı hüznü salan şehitlerimizi düşündünüz mü? Ya da gecenin bir yarısında Karanlığın içinden gelen vatanı uğruna hayatını veren insanların sesini duydunuz mu? Ben duydum. İçinizde öyle derin fırtınalar kopuyor ki; gözlerinize anlamını bilmediğiniz çiğ taneleri düşüyor. Belki ağlıyor belki kahroluyorsunuz ama o her adım atışında üstlerine bombalar kurşunlar şarapnel parçaları yağan şehitleri düşündüğünüzde yüreğiniz bir parça daha eriyor.


Neden bu kadar acı sözler düşüyor dudağımdan kalemime? Eğer o savaşta o yiğitler göğüs gerip o kurşunlara yüreklerinden kocaman surlar örüp kazanmasalardı o savaşı o zaman işte o zaman bizde olmazdık. Belki ayrı ayrı devletlerin himayeleri altına girip bu günkü hürriyet özgürlüğü yakalayamazdık; çünkü Çanakkale Türkiye' nin geçiş noktası. Çanakkale'nin elimizden alındığını bir düşünsenize! Tanımadığımız insanların Türk topraklarını kazanması ve özgürce " burası benim” dediğini. Onlarca Türk' ün dedelerimizin atalarımızın ve sırtında kurşun taşıyan eşlerine yavrularına ve en önemlisi vatanına bir parça yardımı bulunmasını isteyen o analarımızın kanlarıyla sulanmış topraklarımızın bir başkasına ait olmasını… düşünmesi bile korkunç! İnsanın içine en derinden kurşunlar yağıyor sanki. Yüreğim bir nebze daha parçalanıyor içimde. Kendi kendime diyorum ki: " O savaşta mağlup olsaydık şimdi bu bağımsız topraklar bizim olur muydu? Kendi vatanımıza emanet toprakların üstünde yürümez miydik? Düşmanlarımız önce Çanakkale'yi sonra İstanbul' u ve sonra… O kadar ağır bir savaştan belki tüm Türkiye…Ama Türk Askeriydi onlar! Verir miydiler bu vatanı el oğluna? ‘Hayır'… Allah Allah diye inliyen sesleriyle savundular bu toprakları…”

 

İşte böyle düşündükçe Çanakkale' yi; acaba kırmızıya çalmasaydı deniz bu kadar hüzünlü dans etmeseydi yapraklar rüzgarla ve kanla sulanmasaydı bu toprak değerini bilir miydik? Titremezdik sanki sıradan bir yermiş gibi gelirdi. Aslında Türkiye' nin her yeri gurur kokan topraklarla örtülü değil mi? Dünden bu güne onlarca savaş olmadı mı? Vatan uğruna bu topraklar kanla sulanmadı mı? Doğudan batıya onca insan şehit olmadı mı?

 

Onlar öyle onurlu ve gururluydular ki yüreklerinin tam ortasında demirden ateş topları saplansa bile yüzlerinde vatanı uğruna can vermenin sevincini taşıyorlardı. Ey Türk Askeri! Sen ki cephenin ardında nasır tutan elerinle savaşırken onlar neden savaştıkların bile bilmiyorlardı. Çanakkale yakılıp yıkılırken ve üstümüze bombalar yağarken düşmana inat kadere inat ve gözlerini kaparken kırmızı yağmurlar altında ölüme inat yeni bir zafer kazanmanın sevinciyle dört elle sarıldın toprağına. İçine çekerken deniz kokusunu gözlerin doldu. Belki alınyazından belki yeni doğmuş bebeğinin hayalinden…Ama baş eğmedin.

 

Ey Anadolu' nun her tarafından gelip bu topraklarda yatanlar gözünüz arkada kalmasın. Biz bu aziz vatanı ister gecenin kör karanlığında ister alaca şafakta olsun kimselere bırakmayacağız. Çanakkale aslımızdır ve biz aslımızı unutmayacağız.

 

İSTİKLAL UĞRUNDA YA İSTİKLAL YA ÖLÜM

Çanakkale ne bir destan ne de bir efsane O bir gerçek. İsimsiz kahramanların toprağı. Bucak bucak yurdun her köşesinde tek bir amaç uğrunda ölemeye gelenlerin vatanı. Bağımsızlığı atardamarı sayanların eşitliğe adalete aşıkların cenneti. Cumhuriyetimin altın anahtarı Çanakkale Çanakkale'm…

 

Çanakkale bir anahtardın ya sen Türklerin istiklaline açılacak ya da düşmanın kolundan teslim olduracak. Ya özgürlüğü tattıracaktın yurduma ya da karartacaktın Dünyamızı büyük kara bulutlarla.

 

Dünya savaşı kapımızı çalana kadar rahattı Gelibolu'n Arıburnu'n Anafarta'n. Rahattı Osmanlı rahattı padişah…Gelipte dayandı mı felaket bir atardamarın kadar yakın o zaman sineye çekildi Osmanlı sineye çekildi padişah. Gelibolu sessiz olacaklarda habersiz halkın tedirgin rahatsız…

 

Ne zaman gemileri aldı Osmanlı ne zaman gemiler bombaladı Rusya' yı ne zaman Osmanlı savaşa girdi işte o zaman torak uyandı ağaç uyandı gök uyandı halk uyandı. Hasta adam savaşa girdi. Şahlandırdı Atatürk özgürlüğün atını… Ama bilmiyordu daha dünya Türkler'in gücünü. Ata binipte kılıç kuşandıklarında nasıl şahlandıklarını yeri göğü inleten savaş alanlarını bağımsızlık aşklarını bilmiyorlardı. Bilmiyorlardı Türk' ün yüzyıllık vatanını bu kadar kolay bırakmayacağını bilmiyorlardı ve Çanakkale'nin geçilmez olduğunu…

 

18 Mart günü dayandığında kapıya yurdun her köşesi doğusu batısı kuzeyi güneyi bir oldu tek yürek tek can tek kılıç koştu Çanakkale'ye. İnsan için en önemli varlığı canıdır ya hani onlar o canı Çanakkale' nin alacağını bile bile sadece tek düşünce "Vatan Sağ Olsun” diye gittiler. Damarında asil Türk kanı taşıyan hiçbir Türk Anadolu' da kalmadı. Hepsi Çanakkale' ye Mustafa Kemal' in yanına bağımsız Türk Cumhuriyeti'nin kapısına koştular. Üniversiteler boşaldı ev bark boşaldı. Gelibolu Anafartalar Conkbayırı canlandı. Kurtarıcılarını gördükçe canladı. Toprağını havasını suyunu onlara adadı. Laleler açtı. Uzatıp boynunu kana çiçekleri hesaplayamadı bile metrekareye kaç mermi düştüğünü. Üzerine düştü tek tek Ali Ahmet Hasan Mehmet. İsterdiki laleler düşen bedenlere değil O yiğitlerin sevgili saçlarına takılsın… Karışmasın kokusu kan kokusuna…Mektuplarda dolaşsın.

 

Yarım kaldı nameler söylenememiş sözler yarım kaldı. Duvaklar kalktı sandığa okul bahçeleri boşaldı. Tınmadılar. Özgürlüğün şiirini okuyacaktı koca vatan bir ağızdan.

 

Kana doymayan topraklarda kağnılar ilerliyordu. Üzerinde yattı mermilerle bebeler yan yana. Anaların güçlü kollarında taşındılar. Yürekleri öyle güçlüydü ki anaların düşman değil onun ecdadı gelse ezilirdi altında bu yüreğin.

 

Daha nice aslan dokundu savaşın kaderine. Nasıl da kaldırdı o topu gövdesiyle Seyit Onbaşı…Başının üstünde taşıdığı inanç Mehmetçiğin inancı topun ağırlığından baskındı.

 

Düşman bilmiyordu nedenini. Anzak anlamıyordu kimlerle ve neden savaştığını şaşkındılar. Önce öğrendiler savaşta onuru Türklerden. öğrendiler aslında hayallerinin onlarla bir olduğunu. Bir sevgili bir yuva çocuklar belki. Hangi ülkede hangi dilde olursa olsun özlemler aynı türkülerdeki yakarışlar aynıydı. Yan yana yatan iki beden…Biri Anzak biri Türk ikisinin de yaşı on beş. İkisinin de sol göğsünde bir mektup yazılmış sevgiliye. Ucu kana bulanmış resmi. Biri Mary biri Ayşe.

 

İşte böyle yazıldı. O ne bir destan ne bir şiir ne bir öyküydü…O bir inanç o bir gurur o bir haykırış bir çığlıktı…Uçurum kenarında yankılandı büyüdü büyüdü Çanakkale'den Ulusa Ulus' tan tüm Cihan' a haykırdı.

 

"Ben Türk'üm. Onurum üstünde oturduğum topraktır. Dünya var oldukça gözlerde ışıklanan kalplerde şavkı istiklalin dudaklarımızda adı Mustafa Kemal' in haykıracağım.” Ne mutlu bu millete ne mutlu Türk'üm diyene!...

Sitemizde Online Test Çözün

İlketkinlik Eğlence Merkezi

Sitemiz, hukuka, yasalara, telif haklarına ve kişilik haklarına saygılı olmayı amaç edinmiştir. Sitemiz, 5651 sayılı yasada tanımlanan yer sağlayıcı olarak hizmet vermektedir. İlgili yasaya göre, site yönetiminin hukuka aykırı içerikleri kontrol etme yükümlülüğü yoktur. Bu nedenle, sitemiz uyar ve kaldır prensibini benimsemiştir. Telif hakkına konu olan eserlerin yasal olmayan bir biçimde paylaşıldığını ve yasal haklarının çiğnendiğini düşünen hak sahipleri veya meslek birlikleri, fatih(at)ilketkinlik.com mail adresinden bize ulaşabilirler. Şikayet yerinde görüldüğü takdirde ihlal olduğu düşünülen içerikler sitemizden kaldırılacaktır.Sitemiz hiçbir şekilde kar amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

üst