liste
liste1

Yaşlı balıkçı okuma metni

Ekleyen: ilketkinlik | Okundu : 2696
Kategori : 3. Sınıf Türkçe Etkinlikleri

Yaşlı Balıkçı

Akıntıya ve dalgalara karşı kürek çekmekten kolları bitap düşmüştü. ‘’Az kaldı biraz daha gayret’’ diyerek kendini güdüleme çalışsa da şamandıraya yaklaşmak bir yana ondan git gide uzaklaşıyordu. Son bir gayretle küreklere sarıldı lakin bu inatlaşmanın galibine karşı teslim olmaktan başka çaresi yoktu. Geçen sabah süt liman olan deniz bu sabah ona karşı bütün hasımlığını gösteriyordu. Kürekleri sandala çekip kayığı denizin akıntısına bıraktı. Sırt üstü yattığı sandaldan uçuşan martıları seyre daldı.

Aradan ne kadar bir süre geçti bilinmez acı bir düdük sesiyle yattığı yerden fırladı. Bir yük gemisinin rotasında olan balıkçı can telaşıyla kürekleri yerine takıp var gücüyle çekmeye başladı. Son anda sandalını parçalanmaktan kurtaran balıkçı uzaklaşan geminin arkasından bakarken nerede olduğunu anlamaya çalışıyordu. Uzaklaşan kuru yük gemisinin dışında ne kara ne martılar hiçbir şey görünmüyordu. Bulutlu hava yön tayin etmesini imkânsız hale getirmişti. Artık gemiyi de göremez olmuştu.

Sandala çarparak tatlı bir melodi çıkaran dalgalara bildiği bir türküyle eşlik etti. Bir yandan da çaparisini açıp denize derinliklerine doğru salmaya başladı. Tahtaya bağlı sonuna gelmiş misinayı parmaklarının arasına alıp beklemeye başladı. Bulutlar azıcık aralanıp güneşi gösterseler yönünü tayin edecekti. Yanında pusulası da yoktu. Üstüne üstelik hava kararıyor hafiften sis bastırıyordu. Parmaklarının arasında tuttuğu misina kıpırdanmaya başladı. Balıkların zokayı yutmaları için misinayı bir çekip bir bırakmaya başladı. Çaparinin balıklarla dolu olduğundan emin olduktan sonra misinayı sakince çekmeye başladı. Bu derya kuzuları büyük olmalı diye düşündü. Lakin misinayı güçlükle çekebiliyordu. Sonunda denizden ilk parıltılar görünmeye başladı. O istavrit bilemedin çinakop çıkmasını beklerken çaparisinin her kancasına kiloluk lüferler takılmıştı. Onları kancalardan çıkarıp içi deniz suyu dolu su haznesinin içine bıraktı. Ardından çapariyi tekrar denize saldı. Uzun süre çapari hareketsiz kaldı. Su haznesindeki lüferlerin canlı kalması için sularını sık sık değiştirdi.

Hava kararmış ayrıca buz kesmeye başlamıştı. Kayığını barınağa çektikten sonra üstüne örttüğü brandayı bu sefer soğuktan korunmak için kendi üstüne çekti. Ne kadar çabalasa da soğuk hava geçecek ihtiyar balıkçının vücuduna değecek bir boşluk buluyordu. Artık parmaklarını hissedemiyordu. Karaya ulaşmak için hiçbir ümidi kalmayan balıkçı son olarak su haznesindeki lüferleri birer birer denize saldı. Son lüferi salmadan öpüp’’Siz şimdiye kadar yakaladığım en iri ve güzel balıklardınız. Demek ki nasip de yok muşsunuz’’ diyerek onu da arkadaşlarının yanına bıraktı. Sonra brandanın altına girip gözlerini yavaş yavaş kapattı.

-Hey millet ihtiyarın sandalı dönmüş. Nerde bu adam?

Brandayı kaldırdıklarında nerdeyse donmak üzere olan yaşlı balıkçıyı gördüler. Güçlü kuvvetli iki balıkçı yaşlı balıkçıyı kollarından tutarak rıhtıma çıkardılar. Oradan da sobası yanmakta olan balıkçı kulübelerinden birine taşıdılar. Sobanın sıcaklığıyla kendine gelen yaşlı balıkçı kendine ikram edilen sıcak çayı yudumlarken kulübenin kapısı aralandı.

- İçeri giren gençlerden kekeme bir tayfa heyecanla:

Reeeiss.Seeenin çapariiiini topppplarkeen.
Ula uşağım ne oldi? Anlatsana.

Tayfa:

-Oooooo kocaaamaaan lüfeeeerler

Heyecandan iyice konuşamaz olan tayfa elinde getirdiği lüferleri gösterdi.

İçerdeki dostlarından biri:

- Ooo yaşlı kurt yine turnayı gözünden vurmuşsun. Biz senin canından endişe ederken sen yine yapmışsın yapacağını. Bu sezon böyle lüferleri ne gören oldu ne de tutan. Köşeyi döndün. Bizi de görürsün artık.

Aslında yaşlı balıkçının saldığı lüferler çaparideki zokaları tekrar yutmuşlar balıkçının sandalını balıkçı rıhtımına kadar çekmişlerdi. O kadar yorulmuşlardı ki son nefeslerini çaparinin ucunda vermişlerdi.

İhtiyar balıkçı başından geçenleri kimseyle paylaşmadı. O fedakâr lüferleri satarak kekeme tayfaya yeni kıyafetler aldı. Yeni çizmelerine, parkasına yün kazağına ve dizlerine kadar gelen çizmelerine tekrar tekrar bakan tayfanın sevincine diyecek yoktu.

Yusuf Ziya VAROL

Sitemizde Online Test Çözün

İlketkinlik Eğlence Merkezi

Sitemiz, hukuka, yasalara, telif haklarına ve kişilik haklarına saygılı olmayı amaç edinmiştir. Sitemiz, 5651 sayılı yasada tanımlanan yer sağlayıcı olarak hizmet vermektedir. İlgili yasaya göre, site yönetiminin hukuka aykırı içerikleri kontrol etme yükümlülüğü yoktur. Bu nedenle, sitemiz uyar ve kaldır prensibini benimsemiştir. Telif hakkına konu olan eserlerin yasal olmayan bir biçimde paylaşıldığını ve yasal haklarının çiğnendiğini düşünen hak sahipleri veya meslek birlikleri, fatih(at)ilketkinlik.com mail adresinden bize ulaşabilirler. Şikayet yerinde görüldüğü takdirde ihlal olduğu düşünülen içerikler sitemizden kaldırılacaktır.Sitemiz hiçbir şekilde kar amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

üst