Yoluna koymak, yüzü gülmek, çekip gitmek, dalıp gitmek deyimlerinin cümle içinde kullanımı
Babam nasıl olsa işleri yoluna koyardı.
Babamın yüzü gülmüştü ya… Ötesinin önemi yoktu.
Sanki kendi yerine bisikleti bırakıp o da çekip gitmişti.
Pencereden akşamın sokakları kaplayan karanlığına dalıp gitti.
Yoluna koymak, yüzü gülmek, çekip gitmek, dalıp gitmek deyimlerinin anlamları
yoluna koymak: Uzun süre fabrikada çalışan Mehmet, sonunda işleri yoluna koyup hayal ettiği marangoz atölyesini açtı.
yüzü gülmek: Çalınan bisikletinin bulunduğunu öğrenince yüzü gülmeye başladı.
çekip gitmek: Önüne uzatılan tasta ciğer yerine tarhana çorbası gören kedi, yemeği beğenmeyerek çekip gitti.
dalıp gitmek: Biraz soluklanmak için oturdu, karşısındaki manzaranın güzelliğine dalıp gitti.