– Ey güzel sen hangi bahçenin sümbülüsün, dedikte kız:
– Babam Isfahan şahının sabık hazinedarı Keşiş’tir. Kerem eyle… Görmesin… Beni salıver gideyim, dedi. Yalvardı.
Delikanlı, genç güzel kıza şöyle hitap etti:
– Seni bırakırım amma bir şartım var. Benim adım Kerem senin de Aslı olacak ve bundan böyle birbirimizi bu isimle çağıracağız.
Bunun üzerine güzel Keşiş kızı, Kerem’in ateş ve aşk dolu gözlerine bakarak tekrarladı:
– Peki, kabul ediyorum. Bundan sonra benim adım Aslı, senin ise Kerem olsun.
Böylece kendi kendilerine isimlerini koydular. Bu zaman içinde genç kızın gönlü de alev alev yanmaya başlamıştı. Gayri ihtiyari, dudaklarından şu beyitler döküldü:
Aldı Aslı
Ne gezersin melül bu yerde?
Aman Kerem beni rüsvay eyleme
Beni sana kısmet etmiş Yaradan,
Aman Kerem beni rüsvay eyleme
Aldı Kerem
Keşiş bahçesinde bir güzel gördüm,
Aklımı başımdan aldı ne çâre?
Taramış zülfünü, dökmüş yüzüne,
Serimi sevdâya saldı ne çâre?
Kerem ile Aslı isimli halk hikâyesinden alınmış bu parçanın anlatım tutumuyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Gerçekleşmesi mümkün bir olay söz konusudur.
B) Anlatım sadedir ve III. kişi ağzından yapılmıştır.
C) Kerem ile Aslı'nın birbiriyle karşılaşması anlatılmıştır.
D) Kurmaca bir metin olduğundan dil şiirsel işlevde kullanılmıştır.
E) Olay kısmı nazım, duyguların yoğun olduğu kısım ise nesir şeklindedir.