Aşağıdakilerin hangisinde bir kahramanla ilgili sevinçli bir durum dile getirilmiştir?
A) Tevfik, Tuna Nehri gibi taşmıştı, kızının etrafında tayfun gibi dönüyor, onu kollarıyla kaldırıyor, dükkânda aşağı yukarı divane gibi dolaştırıyor, arada bir bırakıyor, biraz yüzüne baktıktan sonra tekrar kapıyor, nöbet gelmiş deli gibi ağlıyordu.
B) Mehmet Ali, beni buraya getirdiğine şimdiden pişman mı? Acaba evde anasıyla kardeşleri onun bir konukla geldiğini haber alır almaz kendilerine çıkıştılar mı? Eşyanın arkasından acayip bir sıkılganlıkla yürüyorum.
C) Rabia bu akşam ilk defa o kadar alışkın olduğu bu adamlar arasında kendini yabancı ve yalnız buluyordu. Rabia'ya onlar, kendisinin henüz girdiği bir yolun karşı köşesini dönüp giden insanlar, biraz sonra göremeyeceği, işitemeyeceği kimseler gibi geldi.
D) Peregrini cevap vermedi, kızın ta gözlerinin içine merhametle baktı. Belki merhametten başka bir şey de vardı, belki kendi de varlığından haberdar olmadığı bir hissini kıza gösteriyordu.
E) Mükerrem, bir daha durmamakla beraber ne yaptıysa iyi yapmıştır. Sulhtan sonra belli başlı bir iş tutmamıştır. Zaten buna ihtiyacı da yoktur. O da benim gibi oldukça hâli vakti yerindedir. Üstelik de becerikli ve tutumludur.