Osmanlı Devleti'nde ilk ıslahatlar XVII. yüzyılda başlamıştır. Bu yüzyılın sonlarına kadar toprak kaybı olmamasına karşılık savaşlarda hedeflenen başarılara ulaşılamaması, ekonomik ve sosyal bozuklukların giderek artması, ülke genelinde sık sık ayaklanmaların çıkması ıslahat yapma düşüncesinin doğmasına yol açmıştır.
Öncelikli amaç : Osmanlı Devleti'nin Yükselme Dönemi'ndeki gücüne yeniden ulaşmak, bozulan düzeni yeniden sağlamaktır.
Islahat : Zaman içinde bozularak görevini gerektiği şekilde yerine getiremeyen kurumlarda yapılan yeniden düzenleme, değiştirme ve iyileştirme faaliyetleridir.
Osmanlı Devleti'nde ilk ıslahatlar XVII. yüzyılda başlamıştır. Bu yüzyılın sonlarına kadar toprak kaybı olmamasına karşılık savaşlarda hedeflenen başarılara ulaşılamaması, ekonomik ve sosyal bozuklukların giderek artması, ülke genelinde sık sık ayaklanmaların çıkması ıslahat yapma düşüncesinin doğmasına yol açmıştır.
I. Ahmet Dönemi'nde sadrazam olmuş Pomak ya da Hırvat asıllı devlet adamı. Celali İsyanları'nı, isyancıları kuyulara diri diri doldurmak suretiyle zor kullanarak bastırmıştır. Islahatları sorunları temelden çözmeyi amaçlamadığı için isyanlar yeniden başlamıştır.
Şeyhülislamın fetva verme dışındaki yetkilerini kaldırmış, ilmiye sınıfının yetkilerini sınırlandırmıştır.
Saray dışından evlilik yaparak cariyelerle evlenme geleneğine uymamıştır. Bu tutumuyla saray kadınlarının yönetimdeki etkisine
son vermek , daha da önemlisi halkla sayar arasındaki kopukluğu gidermeyi istemiştir.
Başkenti, Anadolu'da bir yere taşımayı düşünmüştür.
Padişahın kanun çıkarma gücünü artırmaya çalışmıştır.
Hotin Seferi sırasında disiplisizliklerini yakından gördüğü Yeniçeri Ocağı'nı kaldırıp yerine yeni bir ordu kurmayı düşünmüş ancak başarılı olamadığı gibi bu girişiminin bedelini canı ile ödemiştir.
12 yaşında tahta çıktı.
Bir dönem sonra başta annesi olmak üzere saray kadınları ve ağalarının devlet işlerine karışmalarını engellemiştir.
Yeniçeri zorbalarını ortadan kaldırmış, gereğinden fazla olan yeniçeri sayısını azaltmıştır. Böylece hem otoritesini güçlendirmiş hem de askeri itaat altına almıştır.
Maliyeyi düzeltmiş, tımarları hak etmeyenlerden alarak layık olanlara vermiştir.
İstanbul'un güvenliğini sağlamıştır.
İsyanlara teşvik edici konuşmaların yapıldığı kahvehaneleri kapattırmış, içki ve tütün içilmesini, gece sokağa çıkılmasını yasaklamıştır. Bununla yangınları önlemeyi, İstanbul'da asayişi sağlamayı amaçlamıştır.
Celali İsyanları'nı kuvvet yoluyla bastırarak Anadolu'da düzen ve güvenliği yeniden sağlamıştır.
Koçi Bey devletin güç kaybının nedenleri ve sorunların çözümü ile ilgili esaslı bir rapor hazırlamıştır. “Koçi Bey Risalesi” olarak bilinen bu rapor Osmanlı Devleti'nin duraklamasının nedenlerini ve yapılması gerekenleri ele alan ilk önemli rapor olması açısından önemlidir.
XVII. yüzyılda Osmanlı Devleti, eski gücünü kaybederek duraklama sürecine girmiştir. Savaşlarda başarılar azalmış, iç isyanlar artmış, ekonomik durum bozulmuştu. Bu durum bazı devlet adamlarını harekete geçirmiştir. Bunlardan biri de IV. Murat zamanında yaşamış olan Koçi Bey'dir.
Koçi Bey'e göre; “Osmanlı Devleti'nin gücü askerden kaynaklıdır. Askerin ayakta durması ise hazine için önemlidir. Hazinenin gelir kaynağı reayadan (halktan) alınan vergilerdir. Reayanın ayakta durması adaletledir. Şimdi âlem harap, reaya perişan, hazine eksiktir. Bunun tedbirini almak padişahın görevidir. Ancak bu şekilde devlet kurtulur ve eski gücüne kavuşur.” demiştir.
Yedi yaşında tahta çıkan IV. Mehmet, devlet yönetimini ele aldıktan sonra ülkedeki kötü gidişe son verebilmek için güvendiği devlet adamlarını iş başına getirmiştir. Bu devlet adamları ülkedeki kötü gidişi önleyebilmek için bir dizi ıslahat hareketlerine girişmişlerdir.
XVII. yüzyılda Osmanlı Devleti'nin yaşadığı sorunların başında bütçe açığı gelmekteydi. Coğrafi Keşiflerin etkisi,toprak idaresinin bozulması, yöneticilerin yanlış tutumları gibi nedenlerden dolayı gelirler sürekli azalıyordu. Buna karşılık savaş masraflarının, asker maaşlarının ve saray masraflarının artması yüzünden giderler sürekli katlanarak artıyordu. Bu durum devletin en önemli sorunları arasında görüldüğünden iş başına gelen devlet adamları öncelikle maliyeyi düzeltme çabası içinde olmuşlardır.
IV. Mehmet Dönemi'nin ıslahatçı devlet adamları; Tarhuncu Ahmet Paşa, Köprülü Mehmet Paşa ve Köprülü Fazıl Ahmet Paşa ‘dır.
Has ve zeamet gelirlerinin, doğrudan hazineye girmesini sağladı.
Devlet içerisinde, rüşvet alanları engellemeye çalıştı.
Bütçe açığının saray masraflarının fazlalığından ve gereksiz yere verilen hediyelerden kaynaklandığını tespit ederek önlemler aldı.
İlk Osmanlı bütçesini hazırlayarak devletin gelir ve giderlerini denkleştirmeye çalışmış, bunun için saray masraflarını kısmıştır. Fakat çıkarları zedelenen çevreler tarafından öldürüldü.
IV. Mehmet'in annesi valideTurhan Sultan tarafından göreve getirildi. Mehmet Paşa sadrazamlığa getirilmeden önce şartlar ileri sürmüş ve şartları kabul edildikten sonra göreve başlamıştır.
Bu şartlar;
Saray, devlet işlerine karışmayacaktır.
Devlet işleriyle ilgili, saraya sunacağı her şey kabul edilecektir.
Devlet memurluklarına, istediği kişileri atayacaktır. Hakkında bir şikayet olursa, önce kendisine sorulacak, savunması alındıktan sonra karar verilecektir.
Köprülü Mehmet Paşa;
Orduyu disiplin altına aldı.
Hatalı gördüğü devlet adamlarını hiç düşünmeden görevden alarak cezalandırdı.
İstanbul'da, ulema arasındaki dini tartışmalara son vererek devlet otoritesini yeniden sağladı.
Görevlerini yerine getirmeyen asker ve memurların maaşlarını keserek hazineden gereksiz yere para çıkmasını önledi.
Köprülü Mehmet Paşa Osmanlı tarihinde ilk kez çeşitli koşulları ileri sürerek sadrazam olan ilk görevlidir. Şiddet kullanarak düzeni sağlamış ve yönetime canlılık getirmiştir.
Köprülü Mehmet Paşa'nın oğludur.
Onun sadrazamlığında;
Devlet giderleri kısıtlanarak bütçe açığı giderilmeye çalışıldı.
Ordu yeniden düzenlenerek topçu sınıfı güçlendirildi.
Avusturya ile yapılan Vasvar Antlaşması ile Lehistan ile yapılan Bucaş Antlaşması bu dönemde yapıldı. Ayrıca Girit Adası fethedildi. Fazıl Ahmet Paşa'dan sonra Köprülü Mehmet'in damadı olan Merzifonlu Kara Mustafa Paşa onun ölümü üzerine Köprülü Mehmet'in diğer oğlu Köprülü Fazıl Mustafa Paşa ve daha sonrada Köprülü'nün kuzeni amcazade Hüseyin Paşa , sadrazam olarak görev yapmıştır.
Duraklamaya çözüm getirememiş, askeri nitelikte ıslahatlardır.
Şiddet yoluya düzen sağlanmaya çalışılmış, isyanların nedenleri araştırılmamış, yüzeysel önlemler düşünülmüştür.
Kişilere bağlı kalmış, devletin resmi politikasına dönüşmemiştir.
Eski düzen canlandırılmaya çalışılmış, devleti çağdaşlaştırma batının bilim ve tekniğinden yararlanma amacı güdülmemiştir.
Yenilikleri ulema sınıfı, din adamları ve Yeniçeriler tepkiyle karşılamışlardır.