Tarihten yaşayan kralların hayatından ders verici yaşam hikayeleri. Demokles'in kılıcı, İskit kralı idanthyrsus ve Pers kralı darius.

Bir olay: Gölge etme başka ihsan istemem, Büyük İskender'in vasiyeti

Ünlü düşünür Diyojen'in;

★ MÖ 412 - MÖ 320 yılları arasında yaşadığı nı ve kendine yetme ile sadelik ilkelerine dayanan yaşam biçimini benimsediğini,

★ Babası ile darphanede görevli iken sahte para bastıkları gerekçesiyle yaşadıkları yerin çok uzağında bir şehre, Atina'ya sürgün edildiğini,

★ Atina sokaklarında sefalet içinde yaşadığını, halka açık yerlerde yatıp kalktığı ve yiyeceğini dilenerek topladığını, kış günleri çıplak ayaklarla karlar üzerinde dolaştığını,

★ Bir fıçıyı ev edinip Atina sokaklarında yuvarlandığını, daha sonra da onun üzerine çıkarak zenginlere seslendiğini,

★ Gündüz saatlerinde Atina sokaklarında fenerle dolaştığını, bu durumun nedenini soranlara da, "Dürüst bir adam arıyorum." dediğini,

★ Avucuyla su içen çocuğu gördüğünde maşrapasını kırdığını ve "Bu çocuk bana hâlâ fazla eşya taşıdığımı gösterdi." dediğini,

★ Pis yerlerde oturduğu için kendisine ileri geri söylenenlere, "Güneş daha da pis yerlere girer, ama hiçbir zaman bozulmaz." dediğini,

★ Her şeye rağmen Atina'da sayılan bir insan olduğunu, kralların bile onun ilmine, zekasına ve kişiliğine hürmet ettiğini,

★ Hayatta kısıtlı koşullarda bile mutlu olunabileceğini göstermeye çalıştığını,

★ Corinth'e gelen Büyük İskender, Diyojen'i ziyaret etti ve bir dileği olup olmadığını sordu. O ise bu soruya "Evet var, gölge etme başka ihsan istemem." yanıtını verdiğini, biliyor musunuz?

Güneşimin önünden çekil! Bu azarı bir imparator duydu. Büyük İskender deniyordu ona. Diyojen'in şöhretini duymuş, şanını bu şöhretin yanına taşıyarak halka hoş görünmeyi ummuştu. Bir yanda Makedonya kralının parlak alayı, öbür yanda paçavralar içinde güneşlenen Diyojen...

Biri yücelterek, diğeri aşağılayarak dünyayı kendine dar gören iki adam! İmparator ihsanda bulunmak istiyor: "Ne dilersen, yapayım!". Diyojen üzerine düşen gölgenin İmparator'a değil dünyaya ait olduğunu hissediyor ve elinin tersiyle itiyor bu gölgeyi. "Gölge etme başka ihsan istemem!"


BÜYÜK İSKENDER'İN VASİYETİ

Büyük İskender bir gün vezirlerini toplamış ve onlara: "Ben öldüğümde cenaze merasimimi söylediğim gibi yapın." demiş!

"Ülkemin dört bir yanından tebaamdan olan insanları çağırın! Cenazemin önünden askerlerim yürüsünler silahlarıyla. Cenazemin sağından alimler yürüsünler kitaplarıyla. Cenazemin solundan zenginler yürüsünler mallarıyla. Cenazemin arkasından ise fakirler ve garipler yürüsenler gözyaşı ve dualarıyla. Sağ elime bir altın küre verin, sol elimi ise boş bırakın taa ki mezara dek" demiş.

Vezirler, Büyük İskender'in bu söyledikleri karşısında şaşırmışlar ve "Bunu bilse bilse Büyük İskender'in hocası Diyojen bilebilir." demişler ve Diyojen'e sormaya karar vermişler.

Vezirleri dinleyen Diyojen demiş, "İskender'in ne kadar büyük olduğunu bir kez daha anladım." demiş ve ilave etmiş. "İskender şunu anlatmak istemiş.
Cenazenin önünden yürüyen askerler ölümüne silahlar dahi engel olamadılar.
Cenazenin sağından yürüyen alimler ölümüne kitaplarıyla dahi engel olamadılar. Cenazenin solundan yürüyen zenginler ölümüne mallarıyla dahi engel olamadılar ve cenazenin arkasından yürüyen fakirler ve garipler
ölümüne gözyaşı ve dualarıyla dahi engel olamadılar.

Sağ elindeki altın küre ise bu dünyada sahip olabileceği her şeye sahip olduğunu, sol elinin boş olması ise bu dünyaya ELİ BOŞ geldim ELİ BOŞ gidiyorum, dediğini gösteriyor.


DEMOKLES'İN KILICI

MÖ 4. yüzyılda yaşayan Demokles (Damocles) iktidara ve güce hayran bir insandır. Dostu olan Siraküsa Kralı Dionysos
ona bir ders vermek ister. "Gel" der, "Birlikte yaşayalım bir zaman bu muhteşem sarayda." demesi üzerine deliye döner sevinçten Demokles. Danslar, müzikler, banyolar, bahçeler anlatılmaz güzellikler. Ancak bir türlü Kral’ın yüzündeki o mutsuz üzgün ifadeyi anlayamaz. "Ne kadar mutlu olmalısın, her şey nasıl muhteşem" deyip durur. Sonra yemeğe oturdukları nda başına üstten değen bir şey hisseder. Kafasını kaldırıp baktığında ne görsün. Keskin ağır bir kılıç, sadece bir at kılıyla bağlı. Her an kopabilir, her an ölüm getirebilir.

Dehşete kapılır ama cesaretini ve erkeklik onurunu hiçe saymamak için dayanır. Sonra kral dostu sorar, "Neden yemiyorsun, neden gülmüyorsun?". Kılıcı gösterir Demokles.

Kral acı acı güler. "Evet ben güçlü bir kralım ama boynumun üstünde her an tehdidiyle yaşıyorum kılıçların. Büyük güç büyük tehlike de demek."

O an anlar iktidarı, serveti ve gücün gerçek doğasını Demokles.
"Yok dostum yok bana fazlasıyla yeter, dağdaki fakir ve huzurlu kulübem" deyip sessizce ayrılır saraydan.


İSKİT KRALI İDANTHYRSUS VE PERS KRALI DARİUS

Pers Kralı Darius ülkesinin sınırlarını genişleterek İskit ülkesine (Karpat Dağları’ndan Don Irmağı’na kadar olan
bölge) kadar ilerlemişti. Darius İskit ülkesine girmesine rağmen İskitlerden bir karşılık göremeyince sinirlenerek:
“Ey adamların en alçağı; iki başka işten birini yapmak varken niçin böyle kaçıp duruyorsun? Benim gücüme karşı durmak elinden geliyorsa dur; dolaşmanı bitirip döğüş! Gücünün benimkinden az olduğunu biliyorsan yine bu koşarak dolaşmaktan vazgeç, efendine armağan olarak toprak ve su getirip işini konuşmaya gel!” Bu sözleri bir elçiyle İskit kralına iletmiştir. Darius İskitlerin askeri güç olarak az olduklarını bildiği için saldırıya geçmekten korktuklarını düşünüyordu.

Fakat İskit kralı ona, “Perslerin kralı! Beni anlamıyorsunuz. Şimdiye kadar korktuğum için hiç kimseden kaçmaya çalışmadım. Şimdi de senden korktuğum için böyle birşey yapmıyorum. Yaptığım şey benim için hiç de garip birşey değildir. Bu, barış zamanında bile benim olağan yaşantımdır. Neden savaşmak istemediğimi öğrenmek istiyorsan anlatayım: Bizim ülkemizde şehirler ve ekilmiş topraklar yoktur. Bir şehri kaybetmek ve ekinlerin kaybolmasını görmek bizi de bir savaşa itebilirdi. Ama bunların hiçbiri bizde yok. Mutlaka kan dökmek istiyorsan, yapacağın şeyi söyleyeyim. Biz, tek bir şey için savaşırız. O da dedelerimizin, soyumuzun mezarlarıdır. O mezarları bul ve yıkmaya çalış, o zaman savaşıp savaşmayacağımızı anlarsın. O zamana kadar canımız istemezse savaştan kaçınacağız. Bu senin meydan okuyuşuna benim cevabımdır.

Efendim olmana gelince, soyum olan Zeus ile İskit Kraliçesi Hestia dışında hiçbir efendi tanımam. Sana toprak ve su yerine daha uygun hediyeler göndereceğim. Efendim olma savın böylece cevaplandırıldı. Tanrı seni kahretsin!” Darius bu cevaba rağmen İskitlerle mücadeleye devam etti. Fakat Pers ordusu alışık olmadığı bu taktik karşısında büyük bir yenilgiye uğruyordu. Darius ordusunun büyük bir çoğunluğunu kaybedince ordugahındaki ağırlı kları ve bazı askerleri geride bırakarak İskit topraklarını terk etti (MÖ 525).

  • Yazı Etiketleri :
  • büyük iskender'in vasiyeti
  • Diyojen
Zoom'da derse istenmeyen kişilerin girişini engelleme, profil resimlerini gizleme
Yazıyı Oku

Zoom'da derse istenmeyen kişilerin girişini engelleme, profil resimlerini gizleme

Güneş sistemindeki en uzak gök cismi
Yazıyı Oku

Güneş sistemindeki en uzak gök cismi

Zoom'da filtre ekleme, filtre kaldırma, snap camera filtresi
Yazıyı Oku

Zoom'da filtre ekleme, filtre kaldırma, snap camera filtresi

Kanola yağının faydaları ve zararları
Yazıyı Oku

Kanola yağının faydaları ve zararları

Agave şurubu hakkında bilmeniz gereken 10 önemli bilgi
Yazıyı Oku

Agave şurubu hakkında bilmeniz gereken 10 önemli bilgi

Ücretsiz sertifika hazırlama araçları
Yazıyı Oku

Ücretsiz sertifika hazırlama araçları

Menu