Türkler İslam'ı kabul ettikten sonra hem dini ilimlerde hem de diğer ilim dallarında birçok bilgin yetiştirmiştir. Dünyaca ünlü bu bilginler, bilimin gelişmesine ve yayılmasına önemli katkı sağlamışlardır ve eserler bırakmışlardır.
Türkler İslam'ı kabul ettikten sonra hem dinî ilimlerde hem de diğer ilim dallarında birçok bilgin yetiştirmiştir. Dünyaca ünlü bu bilginler, bilimin gelişmesine ve yayılmasına önemli katkı sağlamışlardır.
Türkler yeni medreseler kurarak bilime katkı sağlamıştır. Bu medreselerde ilim öğrenmek için her tür kolaylık sağlanmış ve talebelerin iyi yetişmesine önem verilmiştir. İlmî gelişmelerde, Kur'an'ın "Oku!" emrinin şüphesiz büyük katkısı olmuştur. İslam'ın ilimi teşvik eden öğütleri, Müslüman Türkleri öğrenme ve öğretmeye sevk etmiştir. Bu amaca yönelik olarak Semerkant, Taşkent, Buhara ve İstanbul gibi şehirler birer ilim merkezi hâline getirilmiştir. Buralarda yetişen bilim adamları bir taraftan öğrenci yetiştirmiş, diğer taraftan da ölümsüz eserler yazmışlardır. Bu yollarla bilimin gelişmesine ve yayılmasına katkı sağlamışlardır.
Müslüman Türkler, dinî ilimlerin yanında felsefe, matematik, astronomi, tıp, fizik, kimya gibi sosyal ve fen bilimleri alanlarında da önemli bilginler yetiştirmişlerdir. Bu ilim adamları çeşitli eserler kaleme almışlardır. Bu konuda Atatürk, görüşlerini şöyle ifade etmiştir: "Bu millete gideceği yolu gösterirken dünyanın her türlü ilminden, buluşlarından, ilerlemelerinden istifade edelim."
Günümüze kadar eserleri ulaşan Müslüman Türk bilginlerden bazıları şunlardır:
Özbekistan'ın Buhara kentinde 810 yılında doğmuş ve 869 yılında Semerkant'ta vefat etmiştir. Buhara'da doğduğu için Buharî adıyla anılmıştır. Peygamberimizin hadislerini toplayarak "Sahih-i Buhari" adlı hadis kitabını meydana getirmiştir. Bu kitap, Kur'an-ı Kerim'den sonra dinî konularda en önemli kaynak kabul edilir.
Özbekistan'ın Farab şehrinde 870 yılında doğmuş ve 950 yılında Şam'da vefat etmiştir. Genç yaşta Bağdat'a giderek dinî ilimleri öğrenmiştir. Sonra da felsefeyle ilgilenmeye başlamış ve kendini bu alanda yetiştirmiştir. Farabi, İslam felsefesinin kurucuları arasında yer alır. Batılılar Aristo'dan sonra en büyük felsefeci olarak Farabi'yi kabul ederler. Bu ünlü bilginimiz, felsefenin yanında musiki ile de ilgilenmiştir. "Kanun" diye bilinen musiki aletini icat eden odur. "Erdemli Şehir" ve "Kitabu'l-Musiki" adlı eserleri en çok bilinenlerdendir.
Bugün Özbekistan'da bulunan Buhara yakınlarındaki Afşana kasabasında 980 yılında doğmuş ve 1037 yılında Hemedan'da vefat etmiştir. Kendini felsefe ve tıp alanında yetiştirmiştir. Tıp alanındaki çalışmalarıyla ünü dünyaya yayılmıştır. Tıpla ilgili yazdığı "Kanun" adlı eseri dünyaca ünlü bir kitaptır. Bu eser Batı'daki tıp fakültelerinde asırlarca ders kitabı olarak okutulmuştur.
Harezm'de 973 yılında doğmuş ve 1051 yılında Gazne'de vefat etmiştir. Genç yaşta önemli eserler yazmaya başlamıştır. Yaşadığı döneme zekâsıyla damgasını vurmuş ve bundan dolayı o dönem, "Biruni Asrı" adıyla anılmıştır.
Gazneli Mahmut'un himayesinde Hindistan'a giderek orada araştırmalar yapmıştır. Astronomi, matematik ve tabiat bilimleri üzerinde çalışmıştır. Astronomi alanında yazdığı eserler, Batılı bilim adamlarına kaynak olmuştur.
Bugünkü Özbekistan'ın Hive şehrinde 780 yılında doğmuş ve 850 yılında vefat etmiştir. Coğrafya, astronomi ve matematik ilimleriyle ilgilenmiştir. Fakat asıl alanı, matematiktir. Harezmi'nin yazdığı Cebir adlı kitap, Latinceye çevrilmiştir. "Cebir" kelimesi "algebra" şeklinde aktarılmıştır. Bu kitap 12. yüzyıldan 16. yüzyıla kadar Batı üniversitelerinde ders kitabı olarak okutulmuştur. Batılılar on tabanlı sayı sistemini ilk kez bu kitapla öğrenmişlerdir
Büyük bir bilgin olan Zemahşeri, Selçuklu sultanlarından Melikşah devrinde bugünkü Türkmenistan'ın Zemahşer kasabasında 1075 yılında doğdu. İlk eğitimini babasından aldı. Kur'an-ı Kerim'i ezberledikten sonra Buhara'ya giderek eğitimini tamamladı. 1109'da Mekke'ye gitti. Uzun süre burada kaldı. Bu arada Arap dilini bütün incelikleriyle öğrendi.
Eserlerinin birçoğunu Mekke'de kaldığı sürede yazdı. Sonra memleketine döndü. Çok sayıda öğrenci yetiştirdi. Edebiyatçı, kelamcı ve Kur'an yorumcusu olan bilginimiz, akla çok önem vermiştir. Zemahşeri'nin günümüze kadar ulaşan en tanınmış eseri "el-Keşşaf" adlı tefsiridir. Büyük bilgin, 1143 yılında memleketinde vefat etti.
Uluğ Bey 1394'te Güney Azerbaycan'daki Sultaniyye kasabasında doğdu. 1449'da öldü. İyi bir eğitim gören Uluğ Bey, Semerkant'ta 38 yıl hükümdarlık yaptı. Bir ilim merkezi hâline getirdiği sarayı, devrin meşhur âlimlerinin toplanıp bilimsel tartışmalar yaptığı bir mekân oldu. İktidarı döneminde tüm ülke, Türk mimarisinin seçkin eserleriyle donatıldı.
Uluğ Bey, aynı zamanda Türk dünyasının 15. asırda yetiştirdiği en büyük astronomi bilginidir. Uluğ Bey 1420 yılında Semerkant'ta bir rasathane kurdu. Astronomi alanında yazdığı eserleri, "Zic-i Uluğ Bey" adıyla tanınır ve günümüze kadar gelmiştir. Bu eser Batı'da büyük ün kazandı. Farklı zamanlarda farklı kişiler tarafından dört kez Batı dillerine çevrildi.
Semerkant'ta 1474 yılında doğmuş ve 1525 yılında İstanbul'da vefat etmiştir. Mezarı Eyüp'tedir. İlk eğitimini Semerkant'ta almıştır. Bir müddet Semerkant Uluğ Bey Rasathanesinde çalışmıştır. Fatih Sultan Mehmet'in daveti üzerine İstanbul'a gelerek İstanbul Rasathanesinin kuruluşuna yardımcı olmuştur. Ayrıca Ayasofya Medresesinde de ders vermiştir.
Isparta'da 1510 yılında doğmuş ve 1571 yılında İstanbul'da vefat etmiştir. Din bilimlerinin yanı sıra matematik ve astronomiyle de ilgilenmiştir. En önemli eseri "Ahlâk-ı Alâî" dir. Bu eserinde o; kişi ahlakı, aile ahlakı, çocuk eğitimi, toplum ve devlet ahlakı gibi konuları ele almıştır. Söz konusu eser medreselerde ahlak kitabı olarak okutulmuştur. Ayrıca Batı dillerine de çevrilmiştir.
Dinî İlimler | Fen Bilimleri | ||
Ebu Hanife | Fıkıh ilmi | İbn Sina | Tıp |
Maturidi | Kelam ilmi | Harezmi | Matematik |
Buharî | Hadis İlmi | Uluğ Bey | Astronomi |
Zemahşer i | Tefsir ilmi | Biruni | Matematik- Fen |
Güzel Sanatlar ve Edebiyat
Mimarbaşı İbrahim Ağa : Mimari
Mimar Sinan : Mimari
Nakşi ve Levni : Minyatür
Yusuf Has Hacip : Edebiyat
Kaşgarlı Mahmut : Edebiyat
Hafız Osman : Hüsnühat
Şeyh Hamdullah : Hüsnühat
Kamil Akdik : Hüsnühat
Necmettin Okyay : Hüsnühat
Hattat Hamit : Hüsnühat
Fuzuli : Edebiyat
Ali Şir Nevai : Edebiyat
Felsefe ve Tasavvuf
Farabi : Felsefe
Gazali : Felsefe-Tasavvuf
Mevlânâ : Tasavvuf
Hacı Bektaş Veli : Tasavvuf
Ahmet Yesevi : Tasavvuf
İbn Sina : Felsefe