Levhalar, levha sınırı ya da levha kenarı ile sonlanır. Depremlerin ve yanardağların bir çoğu bu levhaların birbirleriyle temas halinde oldukları yerlerde oluşur. Her bir levha sınırında ne olacağını levhaların hareket biçimleri belirler.

Levha hareketlerinin sonuçları

DEPREM (SEİZMA)

Yer kabuğunun en hareketli yerleri levha kenarlarıdır. Levhaların hareketliliği sırasında yer kabuğunun derinliklerinden kaynaklanan ve yeryüzünde sarsıntılar ve titreşimler halinde çok hızlı gerçekleşen yer kabuğu hareketlerine deprem denir.

Depreme yol açan hareket, genellikle yeryüzünün onlarca kilometre altında meydana gelir. İşte bu hareketin (kırılmanın) oluştuğu fay bölgesine iç merkezi, yani hiposantır adı verilir. Bu nokta enerjinin en fazla biriktiği ve fayın ilk kırıldığı yerdir.

İç merkeze, yani odak noktasına en yakın olan yerüstü noktasına dış merkez yani episantır denir. Günlük dilde sadece depremin merkezi dediğimiz bu yerde deprem en kuvvetli biçimde hissedilir ve en büyük hasarı yapar. Dış merkez de iç merkez gibi tek nokta değil, bir alandır. Doğal olarak depremin merkez üssü, deprem sarsıntısının en fazla hissedildiği noktaya karşılık gelir. Yıkıcı etkisi en fazla burada oluşur.

Depremlerde, deprem enerjisinin açığa çıktığı noktanın yeryüzüne olan en kısa uzaklığına odak derinliği adı verilir. Diğer bir ifade ile dış merkez ile iç merkez arasındaki uzaklıktır. Derin odaklı depremler yüzeyde daha geniş alanda hissedilir fakat oluşturdukları hasar daha az olur.

Deprem dalgaları yüzeye ulaşıncaya kadar güçlerini azaltır. Buna karşın sığ odaklı depremler (yüzeye yakın) yüzeyde daha dar alanda hissedilirken, yüzeydeki etkisi daha şiddetli olur ve daha çok hasara yol açar. Bu tür depremler, deprem dalgaları yüzeye ulaşıncaya kadar güçlerini yitirmeden ulaştıkları için şiddetli olurlar.

Yer kabuğu hareketleri, yer kabuğunu oluşturan tabakaların üzerinde çok büyük gerilimler oluşturur. Bu gerilimler neticesinde sert olan tabakalar kırılır. Bu kırık alanlarına fay (kırık) adı verilir. Fayların geçtiği sahalar çoğu kez yer kabuğunun altında biriken enerjinin kolaylıkla yeryüzüne çıktığı alanlardır. Fay hatlarının geçtiği yerlerde deprem riski de fazladır.

Volkanizma

Yer kabuğunun alt kesimlerinde erimiş halde bulunan, magma üzerindeki basınç artınca, içerisinde biriktiği magma ceplerine sığamaz hale gelir ve yer kabuğundaki zayıf bölgelerden yeryüzüne çıkar. İşte, magmanın Yer’in derinliklerinden, yeryüzüne çıkması olayına volkanizma adı verilir.

Levha tektoniğinde de anlatıldığı gibi, levhaların birbirine yaklaştıkları çarpışma bölgelerinde yer kabuğunda sıkışmalar, ezilmeler ve kırılmalar oluşur. Bu sırada hem magma cepleri üzerine olan basınç artar, hem de magmanın yeryüzüne çıkabileceği kırıklar belirmiş olur. Yer kabuğunun parçalanması sonucunda, gazlar magmadan ayrılarak hızla yeryüzüne ulaşmaya çalışır. Üzerindeki gaz basıncının azalmasıyla magma daha akışkan bir hale gelir ve hareketlenerek, kırıklar boyunca yeryüzüne çıkar.

Sıcak su kaynakları

Bulunduğu sahadan daha yüksek sıcaklığa sahip kaynak sularına sıcak su kaynağı veya kaplıca, termal kaynak, suyu ılık olanlarına ılıca denir. Bu suların mineral bakımından zengin olanlarına maden suyu denir. Yüzeyden yerin derinliklerine sızan su, magmaya yakın kesimde ısınarak fay hatları boyunca yeryüzüne sıcak su kaynakları ve buhar hâlinde çıkan enerjiye jeotermal enerji denir. Böyle sahalar, fay hatlarının geçtiği ve magmanın yüzeye yakın olduğu yerlerde bulunur.

Gayzer

Gayzerler, aktif yanardağların bulunduğu bölgelerde oluşur. Derinlerdeki magmaya veya yakınına kadar ulaşan yeraltı suları ısınarak kaynamaya başlar. Oluşan buhar ve gaz basıncı derinlerdeki suyu büyük bir kuvvetle dışarı fışkırtır.

Yer altındaki kaynamış su belirli aralıklarla fışkırmaya başlar. Bu şekilde su çıkaran kaynaklara gayzer denir. Gayzerlerden çıkan suların sıcaklığı 100 °C’yi bulurken, buhar sıcaklığı ise 100 °C’yi geçer.

Fay Kaynağı

Yer kabuğunun içerisinde, magmadan ayrışan su buharının kırık (fay) sistemleri boyunca yeryüzüne ulaşması ile oluşan kaynaklardır. Suları sıcaktır. Günümüz veya günümüze yakın jeolojik zaman dilimlerinde oluşmuş (genç oluşumlu) arazilerde görülürler.

Çıkışları sırasında yüzeyden sızan suların karışması oranında sıcaklıkları azalabilir. Kaplıca, ılıca, çermik, içmece gibi adlarla da anılan fay kaynaklarının sularında çoğunlukla bol miktarda madensel eriyikler de bulunur. Fay kaynaklarının suları bazı romatizma ve cilt hastalıklarının iyileştirilmesinde yardımcıdır.

Bir kısmı da maden suyu olarak kullanılır. Fay kaynaklarının bulundukları yerler turizm açısından da önem taşır. Rejimleri düzenlilik gösterir.

  • Yazı Etiketleri :
  • deprem
  • gayzer
  • fay kaynağı
  • volkanizma
  • sıcak su kaynakları
Türkiye'nin iklim elemanları
Yazıyı Oku

Türkiye'nin iklim elemanları

Türkiye'de akarsuların oluşturduğu yer şekilleri
Yazıyı Oku

Türkiye'de akarsuların oluşturduğu yer şekilleri

Türkiye'de buzulların oluşturduğu yer şekilleri
Yazıyı Oku

Türkiye'de buzulların oluşturduğu yer şekilleri

Türkiye'de rüzgarların oluşturduğu yer şekilleri
Yazıyı Oku

Türkiye'de rüzgarların oluşturduğu yer şekilleri

Türkiye'de dalga ve akıntıların oluşturduğu yer şekilleri
Yazıyı Oku

Türkiye'de dalga ve akıntıların oluşturduğu yer şekilleri

Türkiye'nin ovaları (oluşumlarına göre, bulundukları yere göre) ve genel özellikleri
Yazıyı Oku

Türkiye'nin ovaları (oluşumlarına göre, bulundukları yere göre) ve genel özellikleri

Menu