Türkiye, bugünkü jeomorfolojik görünümünü, III. jeolojik zamanın sonlarıyla IV. jeolojik zamanın başlarında almıştır. Ancak Türkiye'de I. ve II. jeolojik zamanlara ait oluşumlara da rastlanmaktadır.

Türkiye arazisinin jeolojik değişimi

Türkiye, bugünkü jeomorfolojik görünümünü, III. jeolojik zamanın sonlarıyla IV. jeolojik zamanın başlarında almıştır. Ancak Türkiye'de I. ve II. jeolojik zamanlara ait oluşumlara da rastlanmaktadır. Bu nedenle Türkiye'de yer şekillerinin bugünkü durumunu incelemeden önce, bütünü ile Alp orojenik kuşağı içinde yer alan Türkiye'nin jeolojik zamanlarda geçirdiği başlıca değişiklerin bilinmesi gerekir.

Yüksek sıcaklık ve basınç şartlarında geçmiş, kökeni tortul kayaçlara dayanan uzun jeolojik dönemlerden bu yana çok büyük hareketler geçirmemiş, hareketsiz ve çevresindeki kayaçlara göre yaşlı, metamorfik, içlerinde volkanik kütlelerin olduğu büyük kütlelere masif adı verilir. Masif araziler yaşlı, oturmuş ve sert olduğu için deprem açısından güvenlidir.

Türkiye'nin başlıca masifleri

Istranca (Yıldız Dağları) masifi
Saruhan - Menteşe masifi
Daday - Devrekani masifi
Kazdağı masifi
Uludağ masifi
Sultandağı masifi (Konya, Afyon)
Anamur masifi
Amasya – Tokat masifi
Yozgat – Akdağ masifi
Kırşehir masifi
Niğde masifi
Malatya masifi
Bitlis masifi
Mardin masifi

I. Jeolojik Zaman (Paleozoik)

I. jeolojik zamanda Türkiye'nin bulunduğu yerde, büyük bir tortulanma alanı durumunda olan Tetis (Tethys) adı verilen büyük bir deniz (Jeosenklinal - Tortullaşma Alanı) bulunmaktaydı. Bu denizin kuzeyinde eski Avrupa kıtası (Fenno Sarmatya) güneyinde ise eski Afrika kıtası (Gondwana) kara kütleleri bulunmaktaydı.

Bu kara kütlelerinden dış kuvvetlerce taşınan materyaller, Tetis Denizi'nin (Akdeniz'in bulundu¤u çevre) tabanında çökelerek kalın tortul tabakalar oluşturmuştur.

Tetis Denizi'nin kuzeyinde ve güneyinde bulunan kara kütlelerinin birbirlerine doğru yaklaşmasıyla sıkışmaya uğrayan bu kalın tortul tabakalar, kıvrılarak su yüzeyine çıkmıştır. Bu yerler, günümüzdeki en eski ve en sert kütlelerini oluşturmaktadır. Bu tür alanlar günümüzde masif olarak adlandırılmaktadır.

Türkiye'deki en eski arazileri oluşturan bu yerlerdeki taşların büyük bir kısmı başkalaşıma uğramıştır. Bu jeolojik zamanda gür ormanlar yetişmiş ve bu bitki kalıntılarının göllerde birikmesiyle Zonguldak çevresinde taş kömürü yatakları oluşmuştur.

II. Jeolojik Zaman (Mezozoik)

Bu zaman diliminde, I. jeolojik zamanda oluşan kıvrımlar aşınarak peneplen halini almışlardır. Bu dönem Alp orojenezine hazırlık dönemidir. Bu zamanda Anadolu'nun büyük bir bölümünde Tetis Denizi bulunuyordu. Akarsuların taşıdığı malzemeler bu denizin tabanında tortullara dönüşmüştür. II. jeolojik zaman sonlarından itibaren Tetis Denizi'nin kuzeyindeki (Avrupa) ve güneyindeki (Afrika) eski karalar yeniden birbirlerine doğru yaklaşmıştır. Böylece Tetis Denizi tabanındaki tortul tabakalar kimi yerde kıvrılarak kimi yerde de bir bütün olarak yükselerek kara hâline dönüşmüştür.

III. Jeolojik Zaman (Neozoik)

Bu zaman, Türkiye'nin yeryüzü şekillerinin oluşumu bakımından çok önemlidir. Çünkü Alp orojenezi bu zamanda meydana gelmiştir. Tetis Denizi'nin kuzeyindeki eski Avrupa kıtası (Fenno Sarmatya) ve güneyindeki eski Afrika kıtası (Gondwana) yeniden birbirlerine doğru hareket etmişlerdir. Böylece Alp orojenezi başlamıştır. Avrupa'dan Asya'ya kadar uzanan bu dağ oluşumu, Türkiye'yi de etkilemiştir. Kuzeyde Kuzey Anadolu Dağları ve güneyde ise Toros Dağları oluşmuşlardır. Nemli ve ılıman iklim koşullarının etkili olduğu bu dönemde, gür bir bitki örtüsü ortaya çıkmıştır. Bu bitkilerin zamanla göl ortamında tortulanmasıyla linyit yatakları oluşmuştur.

Güneydoğu Anadolu Bölgesi'ndeki petrol yataklarının oluşumu da bu döneme rastlar. III. jeolojik zamanın sonlarında Anadolu, bütünüyle yüselmeye (epirojenez) yer yer de kırılmalara (orojenez) başlamıştır. Buna karşılık Karadeniz ve Akdeniz'in tabanları giderek çökmeye başlamış ve Türkiye'nin güneydoğusunda bulunan Arabistan levhası kuzeye doğru hareket ederek Avrasya levhasına çarparken Doğu Anadolu arazisini kuzeye doğru sıkıştırmıştır. Bu sıkışma sırasında
çok sayıda kırılmalar olmuştur. Böylece Kuzey Anadolu Fay Kuşağı oluşmuştur.

Türkiye'nin aktif deprem kuşağı üzerinde bulunması da bu durumun sonucudur. III. jeolojik zaman aynı zamanda Türkiye'de volkanizmanın da yoğun olduğu dönemdir. İç Anadolu ve Doğu Anadolu'daki volkan dağlarının çoğu, bu zamanda oluşmaya başlamıştır.

Türkiye'deki epirojenik hareketler

Anadolu yarımadası II. jeolojik devirde deniz tabanı halindeyken III. zamanın sonlarındaki Alp orojenezi sırasındaki yan basınçların etkisiyle toptan yükselerek kara (jeoantiklinal) hâline gelmiştir. Milyonlarca yıldan beri süren bu yükselmeler günümüzde de devam ederken, bir yandan da Karadeniz ve Akdeniz çukurluklarında birikmelerin etkisiyle çökmeler sürmektedir. III. zamandaki geniş çaplı bu hareketlerin yanı sıra, Ergene Ovası ve Çukurova gibi dar alandaki ovalarımızda da epirojenik hareketlere bağlı çökmeler olmaktadır.

IV. Jeolojik Zaman (Kuaterner)

IV. jeolojik zamanın en önemli özelliği iklim değişiklikleridir. Bu dönemin başlarında Dünya buzul dönemine girmiştir. Buzul dönemlerinde, Türkiye'deki dağların 2200 m'den yüksek kısımları da buzullarla kaplanmıştır. Bu dönem Türkiye'de soğuk ve kurak bir iklim etkili olmuş, çevresindeki denizlerin seviyesi 100 m alçalmıştır.

Böylece akarsuların aşındırma gücü artmış ve vadilerini derinleştirmişlerdir. Bu zamanda bugünkü Ege Denizi'nin yerinde bulunan Egeid kara parçası çökmüş ve burayı Akdeniz'in suları doldurarak Ege Denizi meydana gelmiştir. Egeid karasının su üstünde kalan kısımları, bugünkü Ege adalarını oluşturmuştur. Marmara Denizi'nin bulunduğu yerdeki derinliği fazla olmayan çukurluk, çökme sonucu derinleşmiş, Ege Denizi'nin suları şimdi ki Çanakkale Boğazı'nı takip ederek bu çukurluğu doldurarak Marmara Denizi'ni oluştururken dolan su kapalı bir tatlı su göleti durumunda olan Karadeniz'e doğru şimdiki İstanbul Boğazı'nı takip ederek taşmıştır. Böylece Marmara Denizi'nin oluşumuna yanısıra İstanbul ve Çanakkale Boğazlarımız oluşmuş ve Karadeniz'de diğer denizlerle birleşmek zorunda kalmıştır. Bu zamanın diğer bir önemli olayı da volkanizmadır. Türkiye'nin birçok yerinde meydana gelen volkanik olaylarla yüksek dağlar oluşmuştur. Türkiye'de volkanizma yakın bir zamana kadar devam etmiştir. Örneğin; Nemrut Dağı'nın en son püskürmesi, 1441 yılında gerçekleşmiştir. Ülkemizdeki volkanik dağlar bu zamandan kalmadır. Bu dönemde Kıbrıs Anadolu'dan ayrılmıştır.

  • Yazı Etiketleri :
  • kuaterner
  • neozoik
  • mezozoik
  • paleozoik
Türkiye'nin iklim elemanları
Yazıyı Oku

Türkiye'nin iklim elemanları

Türkiye'de akarsuların oluşturduğu yer şekilleri
Yazıyı Oku

Türkiye'de akarsuların oluşturduğu yer şekilleri

Türkiye'de buzulların oluşturduğu yer şekilleri
Yazıyı Oku

Türkiye'de buzulların oluşturduğu yer şekilleri

Türkiye'de rüzgarların oluşturduğu yer şekilleri
Yazıyı Oku

Türkiye'de rüzgarların oluşturduğu yer şekilleri

Türkiye'de dalga ve akıntıların oluşturduğu yer şekilleri
Yazıyı Oku

Türkiye'de dalga ve akıntıların oluşturduğu yer şekilleri

Türkiye'nin ovaları (oluşumlarına göre, bulundukları yere göre) ve genel özellikleri
Yazıyı Oku

Türkiye'nin ovaları (oluşumlarına göre, bulundukları yere göre) ve genel özellikleri

Menu