Hacivat — Hay köftehor hay! Hani “Mektep gördüm, mektebe başladım.” dedin. Mektep gören böyle mi olur?
Karagöz — Ayol, ben mektebe başladım; ama mektep yapılırken rençperlikle başladım çok çalıştım, ırgat başı olmak kısmet olmadı.
Hacivat — Ya! “Mürekkep yaladım.” dedin?
Karagöz — Yaladım ama, bizim oğlanın hokkası odaya döküldü, hatunun korkusundan tahta temizlensin diye yerden mürekkebi yaladım.
Hacivat — “Elif yuttum.” dedin?
Karagöz — Pis boğazlık; çakal eriği imiş, acele ile yuttum, çekirdeği gırtlağımda kaldı, az daha boğuluyordum.
Hacivat — Hani canım “Kâğıt karaladım.” dedin?
Karagöz — Geçen kış odanın penceresinin camı kırıldı, biz de kâğıt yapıştırdık; bizim oğlan ona musallat olmuş, onunla oynuyor; ben de kızdım, paraladım.
...
Hacivat — Sen adetâ terbiyesizlik ediyorsun. “Fârisî gördüm.” dedin?
Karagöz — Onu komşunun bahçesinde gördüm, sen de görsen ağzının suyu akar.
Hacivat — Ne söylüyorsun, canım?
Karagöz — Kayısı be, kayısı!
...
Hacivat — Hani “Binâ’ya çıktım” dedin?
Karagöz — Binaya rençperlik ettiğim tarihte omzumda çamur teknesiyle çıktım.
Hacivat — Maksûd gördün mü?
Karagöz — Maksud’u görmedim, Hamparsum’la görüştük.
...
Hacivat — “Mantık bilirim.” diyorsun; mantık neden bahseder, nasıl şeydir bakalım?
Karagöz — Efendim, mantı, mide fesadından bahseder. Yufkayı bol yağda kızartırsın, üzerine kıyma, üstüne de yoğurdu dökersin, geçersin başına; senin elini bağlamalı, benim dahi ayağımı; sahana kaşığı çal ha çal!
Hacivat — Sahanı başına geçsin! Fârisîden Tâlim-i Fârisi?
Karagöz — Bizim komşudur nalıncının karısı.
Hacivat — Tuhfe-i Vehbi?
Karagöz — O ahbabımdır, Turşucu Vehbi.
Hacivat — Karagöz, sen aklını mı bozdun? Pend-i Attâr?
Karagöz — Orada onunla konuştuk.
Hacivat — Kiminle birader?
Karagöz — Pendik’teki aktarla.
Hacivat — Gülistan?
Karagöz — Bir kadının sırtında gördüm.
Hacivat — Neyi Karagöz?
Karagöz — Güllü fistan.
Hacivat — Hafız Divanı?
Karagöz — Onu kovdum.
Hacivat — Kimi?
Karagöz — Hırsız Yuvan’ı.
Hacivat — Seni maymun seni! Seni cahil musibet! “Hiçbir şey bilmem.” desen ne olur?
...
- bînâya çıkmak: Dil bilgisinde fiil konusuna geçmek, fiilleri çatı bakımından incelemeye başlamak.
- Gülistan: İranlı şair Sadi’nin eseri.
- Hafız: İranlı bir şair.
- Maksûd: Arapça dil bilgisi kitabı.
- Pend-i Attar: İranlı Feridüttin Attar’ın eseri.
- talim-i Farisî: Farsça dersleri.
- Tuhfe-i Vehbî: Sümbülzade Vehbi’nin hazırladığı Farsça - Türkçe sözlük.