Okumak insanın kişisel gelişimini sağlayan önemli etkenlerden biridir. İnsanın düşünce yapısını hayal dünyasını geliştirir; sözcük dağarcığını arttırır insana bilgi ve birikim kazandırır.
Kitaplar sayesinde bazen uçan bir halıya biner bilmediğimiz diyarlara yolculuk ederiz; yeni arkadaşlıklar kurar bazen hüzünlerimizi bazen neşemizi bu yeni arkadaşlarla paylaşır hiç tanımadığımız evlere misafir oluruz. Tarihin sayfalarında koşar adım dolaşır; destanlara trajedilere tanıklık ederiz. Geçmişin elem verici olaylarını değiştirmeye gücümüz yetmese de geleceğimizi kitaplardan edindiğimiz tecrübelerle inşa ederiz.
Bunların hepsini yapmak kitaplarla okumayla olur. Ancak Türk milleti olarak nedense okumuyoruz. Yapılan araştırmalar bu gerçeği çok çarpıcı bir şekilde ortaya koyuyor. Bir Japon yılda 25 kitap okuyor bir İsveçli yılda 10 kitap okuyor bir Fransız yılda 7 kitap okuyor. Türkiye'de ise 6 Türk yılda 1 kitap okuyor.
Peki niçin az okuyoruz?
Millî Eğitim Bakanlığı'nın 1993 yılında yaptırdığı bir ankete göre insanımızın okumama sebepleri oran olarak şöyledir:
1-Kitap okuma alışkanlığının olmaması: % 50.2
2-Yeterince zaman bulunamaması: % 16.6
3-Boş zamanlarında yoğun olması: % 10.6
4-Tv video ve sinemanın tercih edilmesi: % 10.5
5-Kitap fiyatlarının yüksek olması: % 4.6
6-Dersleri sebebiyle okuyamama: % 3.4
7-Diğer sebepler: % 1.9
8-Cevap yok: % 2.27
Hâlbuki bilgi çağı içerisindeyken eğer Türk toplumu dünya üzerinde iyi güzel bir yer edinmek istiyorsa okumak düşünmek ve buna bağlı olarak tartışmak sorgulamak ve eleştirmek ve bilim üretmek zorundadır. Ancak bunları gerçekleştirdiği zaman gelişecek çağdaşlaşacak ve yeryüzünde tekrar ecdadına lâyık olduğu yeri alacaktır.
Şimdi eğer yaradılış nedenini bilmek üç boyutlu dünyanın dördüncü boyutunu görmek madde âleminden sıyrılıp manevi âleme ulaşmak; iyiliği güzelliği doğruluğu keşfetmek istiyorsan okumalısın.Karanlığın ürkütücülüğünden ayazından kurtulup aydınlığın içini serinleten sahillerinde yürümek istiyorsan okumalısın.